HAKKIMIZDA

YAYINLAR

YAZARLAR

HABERLER

İLETİŞİM

 
 
 

 

 

TEKHNE, Ağustos 2013'de kurulmuş ve çalışmalarına başlamıştır.

İlk kitaplarını Kasım 2013’de okura sunan yayınevi, Eylül 2019'a dek "görsel sanatlar", "sanat tarihi", "sanat felsefesi" ve "görsel sanatlar"la bağıntılı kuramsal kitapları projelendirdi ve okura sundu,

TEKHNE, Ekim 2019'dan itibaren, "yaşama sanatı"nın bir parçası olmuş kuramsal bir derinliği olan çalışmaları da projelendirecektir. 

Türkçede yazılmış ve ülkemiz yazarlarına destek vermeyi öncelikli temel ilkeleri olarak gören TEKHNE'nin Genel Yayın Yönetmenliğini Oya Eroğlu, Yayın Koordinatörlüğünü Aslan Tayfun Alkan, Kitap mizampajlarını Dodi Halili, Kapak düzenlemelerini ise Zeynep Akşahin yapmaktadır.

 

Yayınevimizin adı; TEKHNE'nin anlamını sıkça sorup, merak edenlere şu bilgileri verebiliriz:

 

Prometheus doğaya karşı savaş açan insanın eline biricik silahını, yani tekhne’yi (teknik bilgi) vermiştir ve tekhne doğanın yarattıklarına karşılık insanın yarattığı her şeydir.[1]

Yunanca tekhne kelimesinde sahiden de bir hile vardır; çünkü insanın rahat yaşaması için doğanın kandırılması, öfkesinin yatıştırılması gerekir. Bu kelimenin sözlük anlamlarından ilki “zanaatkârlık, sanatçılık; yetenek, beceri, el hüneri” olmasına rağmen ikinci anlamı “hile, hilekârlık, kurnazlık, dalavere”dir. Başka bir deyişle bu kelime hem olumlu, hem de olumsuz anlamlar içermektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere teknoloji doğayı kandırıp insanı rahat ettirmektir. Hile yaparak doğayı kandıran insan aklı, hybris (kibir) ile dolar. Başka deyişle hile yapan insan bir hybris varlığıdır ve hybris varlığı olunmadan tekhne’yi sonsuzca kullanmak olanaklı değildir… Kısaca hybris tanrıların işine karışmadır…[2]

Tekhne her ne kadar insanın hybris’ini körüklese de, yine ondaki çocukça saflığı bozamaz. Çünkü gelişim için insanın doğasındaki bu saflıkla beslenmek zorundadır. Yunan insanı hep çocuk kalmayı başaran bir toplumda büyümüştür ve bu anlamdaki bir çocukluk onun merak duygusunu ateşleyen bir unsur olmuştur…[3]

Tekhne’yi kullanmasını bilen adam, icat etmek için çocuk ruhlu olmak zorundadır. Bunun yanında dokuz Mousa’yla (Esin perisi) da donatılmış olmalıdır; buna göre şiirle, tarihle, pandomimle, flütle, dansla, trajediyle, komediyle, gökbilimiyle esinlenmiş olmalıdır. Bunun anlamı tekhne sahibi bir adamın hem teknik bilginin, hem de sanatın üstadı olması gerektiğidir. Çünkü mousa’larla donanımlı insan, “araştıran, anlam arayan, yaşamı ve düzeni sorgulayan, kavramaya çalışan” insandır.[4]



[1] Çiğdem Dürüşken, Antikçağ Felsefesi, İstanbul, Alfa Yayınları, 2014, s. 40.

[2] A.e., s. 41.

[3] A.e., s. 42.

[4] A.e., s. 43.

 

 
 
Copyright © 2013 tekhneyayinlari.com - Sitenin yayın hakları TEKHNE YAYINLARI'NA aittir. Kaynak göstermek şartı ile alıntı yapılabilir.